Nostaljik Yazılar
İnsan hayatından bir parça sunuyorsa hikayeler,anlam kazanıyor okuyan için. Sobalı Evde Büyüyen Çocuk Sobanın borusunda bulunan çamaşır kurutma tellerine asılı olan okul önlüğünün kurumasını beklemiş çocuktur...
NOSTALJİK YAZILAR
Ben de dün karşıma çıkan kıssadan hisse içeriği ile hayatın ta kendisini sunan bir hikayenin detaylarını paylaşmak istiyorum sizlere.
Sizlerin de okudukça kendinizden bir parça bulacağınızı çocukluğunuza,geride bıraktığınız siyah beyaz yıllara yolculuk edeceğinizi düşünüyorum. Keşke okuyan her kişi anılarını paylaşsa şu yandaki ziyaretçi defterinde... Ama biliyorum ki yine paylaşmayacak hiçkimse düşündüklerini...
Kim bilir hangimizin zihninde hangi anılar canlanacak.
Umarım okudukça kendinizi bulur, bulduklarınızla bu güne daha çok gülümsersiniz.
Kış sabahları bazen üşümekten yataktan çıkmayı istemeyen soba kokusunu seven üstünde kaynayan çaydanlığın sesini seven üstündeki kestanenin mandalina elma kabuklarının kokusunu tanıyan seven bahçede karda oynadıktan sonra üstüne ellerini tutup ısıtmayıseven sobalı odadan öteki odaların soğukluğu nedeniyle çıkmak istemeyen kömür kokusu odun kokusu çalı çırpı çıtırtısı ateş gürlemesi nedir bilen çocuktur...
Yıllar sonra büyüyünce kaloriferli veya kombili bir evde bile halen "oturma odası"nın kapısını kapayan rahatsız bir insandır...
İlerleyen yıllarda kestaneye bayılan ama çocukluğundan hatırladığı tadı bulamayan bir büyük insan olacaktır...
Sobanın üzerine kolonya dökerek alev denemesi yapmış çocuktur...
Elbiselerinin bir köşesi kurutulurken yanmıştır...
Büyüdüğünde yazın bile yorgan kullanmadan uyuyamama alışkanlığına ve her mevsim açık kapıları kapama hastalığına sahip olacak çocuk...
Gizli gizli sobanın arkasına pastel boya değdirip boyanın eriyerek soyut sanat eserlerine dönüşmesini izleyen koku fark edilip kendisine müdahale edilene kadar bunu değişik renklerle yapmaya devam eden çocuktur...
Nohudun leblebiye dönüşünü soba üstünde görmüş çocuktur...
Yün çoraplarını sobaya dayayarak ayaklarını ısıtmıştır bu çocuk....
Geceleyin ateşin kırmızı ve sarı renklerinin dansını evin tavanında seyreden çocuktur...
Elinin kolunun bir kenarında muhtemelen nasıl olduğunu hatırlayamadığı yanık izleri olan çocuktur...
Sobanın kenarına pişip dakikalarca ısınan sonra koşarak aynaya bakan ve kıpkırmızı yanakları görünce kendini beğenen bundan zevk alan çocuktur...
Annesi evde yokken soba sönmesin diye sobaya tahta kömür taşımayı görev bilmiş çocuktur...
Gece lambasının ışığı yerine sobanın alevlerine bakarak uyuyan çocuktur...
Soba tütünce tırsmış çocuktur...
Sobanın üstüne mantar koyup tuzlayıp sonra afiyetle yiyen çocuktur...
Sobanın önünde mavi leğen içinde banyo yapmış çocuktur...
Muhakkak bir kere evi havaya uçurma macerasını yaşamış çocuktur...
Sobanın sıcaklığını ne kaloriferle ne de doğalgazla ısınan evde bulabilmiş çocuktur...
Önlük yakalığını kumaş mendilini bilumum ufak tefek malzemeyi soba borusuna yapıştırmak suretiyle ütülemiş olan çocuktur...
Sıcacık odada radyo dinlemeyi...
Sevdikleriyle zaman geçirmeyi...
Annesinin ördüğü kazağı o sıcaklıkta yinede giymeyi...
Özellikle de hasta olmayı çok iyi bilen çocuktur...
YAZIK OLDU!
Yıl 197..-197.. |